#HAYATEVESIGAR

PMS ilk kez 1931 yılında tanımlanmıştır. Yumurtlamadan adet dönemine dek olan sinirsel gerginlik, vücutta sıvı tutulumuna bağlı görülen şikayetler ve baş ağrısından oluşan bulgular olarak tanımlanmıştır Yıllar içinde bu kapsamdaki belirtiler daha da detaylandırılmıştır.
 
Bir çok kadın (% 40 ) adet öncesi dönemde psikolojik ve davranışsal olarak PMS olarak adlandırılan tabloyu yaşamaktadır ve bu şikayetle jinekoloğa  başvurmaktadır. Şikayetler adete 3- 4 gün kala şiddetlenir. Her ırk, sosyoekonomik düzey, ve meslek grubundaki hanımı etkilemekte ve yaşla beraber artış göstermektedir. Daha çok 30- 40 yaşlarında görülür. Premenstruel sendrom (PMS) , adet öncesi dönemlerde tekrarlayıcı tarzda oluşan, adetle birlikte düzelme gösteren ve sonrasında sakin ve şikayetsiz bir dönemin bulunduğu şikayetler topluluğudur.
Kadınların tamamına yakını sıvı tutulumuna bağlı ( vücutta yaygın ödem ) olarak bir gerginlik ve huzursuzluk yaşarlar. Fakat bu gündelik hayatlarını etkilemez. %3- 7 de ise bu günler hayatını bozacak şekilde ağır yaşanır.
 
Adet başlaması ile bu şikayetler tamamen geçer, sık tuvalete çıkarak vücuttaki ödem atılır.
 
PMS tanısı koymak için hastanın titizlikle psikolojik açıdan da değerlendirilmesi, bunun için de şikayetlerin tekrarlayıcı,dönemsel olduğu ve adet sonrası  kaybolduğunu kanıtlamak gerekir.Altta psikiyatrik bozukluk olmadığından emin olunmalıdır.
 

PMS NEDEN YAŞANIR ?

Östrojenlerin fazla salgılanması  sorumlu tutulmaktadır. Veya östrojenler normal salınsa bile progesteron azlığında, yani iki hormonun birbirine olan dengesindeki bozukluk.
Vitamin ve mineral  eksiklikleri : En sık vitamin B6 ve magnezyum eksikliğinde karşımıza çıkar.  Vitamin B6   beyindeki serotonin, dopamin gibi keyif verici maddelerin yapımında rol almaktadır, Bunların eksikleri ise depresyona yol açar.
Magnezyum  eksikliği sodyum (Na) ve su tutma ( Ödem ) ile ilgili rol alır.
Hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü :Yumurtlamadan adete dek olan sürede bozulan glukoz intoleransı  PMS de yaşanan bir çok şikayetten sorumludur. Şeker, tatlı alımı bu şikayetleri yok etmez.
 
Psikolojik ve strese bağlı faktörler: Bazı kişiler çözümlenmemiş sorun ve stresleri adet dönemlerini kullanarak dışa vurmayı seçerler
 
Sıvı tutulumu ( Ödem ): Yumurtalık hormonları tuz ve su tutarak bir çok şikayetin ortaya çıkmasına sebep olur.
 
Prolaktin hormonu ( süt hormonu ): Ödemden sorumludur. Ayrıca adete yakın dönemde seviyesi yükselmektedir. Yine artmış prolaktin miktarının doğum sonrası depresyonda da etkin olduğu bilinmektedir.
 

 

ŞİKAYETLER , BULGULAR:

1-Psikolojik bulgular: Gerginlik, depresyon, huzursuzluk, yorgunluk,saldırganlık, cinsel istekte değişiklikler.
Hastalar öfkelidir, tehlikesiz küçük depresif bozukluklar, ağlama krizleri meydana gelebilir. Performansları düşüktür, uykusuzluk,unutkanlık,konsantrasyon azlığı
 
2-Nörolojik bulgular: Migren, epilepsi (sara ),bayılma, baş dönmesi ve baş ağrısı. Ne yazık ki büyük bir kısmında migren ve baş ağrısı şikayetleri ağrı kesicilere yanıt vermez.
 
3-Dermatolojik şikayetler : Sivilcelerde artış ,vücutta; özellikle genital bölgede yaygın kaşıntı, ağız ve genital bölgede uçuk çıkması.
 
4- Solunum sistemi: Astım krizleri ve nezle
 
5-Ortopedik şikayetler: Eklemlerde ağrı ve şişlik
 
6-Göz ile ilgili: Göz içi basınçta artış, konjunktivit (göz sulanması ile beraber göz iltihabı )
 
7-Kulak burun boğaz ile ilgili: Sinüzit, boğaz ağrısı ve ses değişikliği
 
8-İdrar şikayetleri: İdrar miktarında azalma, idrar yolu enfeksiyonu, idrar kaçırma
 
9- Metabolik şikayetler: Memelerde büyüme, ağrı, hassasiyet, karında  şişlik, gaz, kabızlık veya ishal .Elde ayakta şişlik, kan şekeri düşüklüğü enfeksiyonlara yatkınlık
 
10-Kalp ve damar sistemi: Çarpıntı, nabız sayısında artış
 
Bu şikayetlerin bir veya bir kaçı bir arada bulunur.
 
TEDAVİ:
  1. Bilgilendirilme ve eğitim en önemli basamaktır. ! PMS yi öğrendikçe olaya toleransınız artacaktır
  2. Düzenli olarak spor yapın.
  3. Stresle daha kolay baş edebilmek için gevşeme teknikleri ( meditasyon, yoga ,) öğrenin
  4. Akapunktur ve hipnoz gibi paramedikal teknikler
  5. Psikolojik danışmanlık.
  6. Diyet ve beslenme: Hipoglisemiyi önleyici ara öğünler, tuz, alkol ve kafein kısıtlaması, az yağlı yiyecekler. Sebze ve meyveden zengin beslenin. Doktorunuza danışarak  B6 ve E vitamini, magnezyum alabilirsiniz.
 

DOKTORUNUZUN SİZE VEREBİLECEĞİ TEDAVİLER:

  1. Diüretikler; idrar söktürücüler adete bir hafta kala ağır vakalarda kullanılabilir
  2. Progesteronlar
  3. Antidepresanlar
  4. Bitkisel ekstreler ( evening primrose ,remifemin ,remixin gibi )
  5. Ve en etkili tedavi yöntemi olan doğum kontrol haplarının kullanımı
  6. Vitaminler ( özellikle adete bir hafta kala verilen B vitamini kompleksleri)

Makale ile ilgili resmi buraya tıklayarak görüntüleyebilirsiniz.

Doktorunuza Sorun

Tüm sağlık sorularınızı ve meraklarınızı 7/24 sorabilir, anında yanıt alabilirsiniz.