#HAYATEVESIGAR

En son gördüğünüz adetten itibaren 280 gün, yani 9 ay 10 gün veya 40 hafta olduysa normal hamilelik süresini tamamladınız. 37. haftayı tamamlayan bebeğiniz artık dışarıda yaşayabilecek olgunlukta.Bir hücrenin bölünmesi ve çoğalması ile başlayan mucizevi yolculuk, ortaya harika bir varlık çıkardı ve bu harika varlık, başka bir mucize ile doğum mucizesi ile hayata merhaba demeye hazırlanıyor.
 

Nasıl Doğurmalıyım, Normal? mi Sezaryen mı ?

İşte en önemli soru! Bu sorunun cevabını siz ve doktorunuz beraber vereceksiniz. Son dönemlerde gerginsiniz, doğum olayından korkuyorsunuz; sizin ve bebeğinizin başına kötü bir şey gelmesinden endişe duyuyorsunuz. Hepsi normal ve doğal.İşte karar vermenizi kolaylaştıracak önerilerimiz:
 
Gebelik ve doğum süreci birtakım sorunları da beraberinde getirir. Bunlardan en korkulanı bebek ve anne ölümüdür , neyse ki çok nadir görülmektedir. Hemen bütün sorunlar, kontrolsüz ya da yetersiz takip edilmiş hamileliklerde ortaya çıkar. Bu nedenle sağlığımız için gebeliğinizin ilk döneminden başlayarak, kontrollere gitmeli, doğumun iyi koşullarda yapılması ve yenidoğan bebek bakımının yeterli düzeyde olması için, gerekli tedbirleri almanız tehlikeleri en aza indirmenizi sağlar.
 
Anne için gebelikte ve doğumda görülebilecek ve hayatını tehdit edecek en önemli riskler; tansiyon yükselmesi, kanama, enfeksiyon gelişmesidir. Ama anne takipsiz bir gebe ise bu risklere çok daha fazlası eklenecektir.Bebeğiniz için ise en önemli problem oksijensiz kalması, enfeksiyon gelişmesi, erken doğan, gelişme geriliği olan yada solunum sıkıntısı olan bebeklerin yeterince destek alamamasıdır.
 
Bu sorunları önlemek istiyorsanız doğum şeklinize değil, gebelik takibinize önem vermelisiniz.
 
Takibiniz esnasında son kontrollerinizde doktorunuz size normal doğumu deneyip deneyemiyeceğinizi veye direk sezaryenle doğurmanız gerektiğini söyleyebilir.
 
Bu arada kararınıza yardımcı olabileceğini düşünerek her iki yöntemin avantaj ve dezavantajlarından kısaca bahsedelim.
 
 

Normal Doğumun Avantajları:

  1. Doğal olan yöntemdir
  2. İlk doğum uzun sürebilir ancak sonrakiler daha kolaydır
  3. Anestezi almanız gerekmez
  4. Doğum sonrası iyileşmeniz çok daha kolay ve hızlı olacaktır
  5. Hastanede daha kısa kalırsınız
  6. Daha ekonomiktir
  7. İstediğiniz sayıda gebelik geçirebilirsiniz
  8. Bu mucizevi olayın her anına tanık olursunuz ve başarmanın mutluluğunu yaşarsınız
 

Normal Doğumun Dezavantajları:

  1. Zamanı tam olarak bilinemez
  2. Doğum eylemi esnasında bebeğin sıkıntıya girmesi veya doğumun ilerlememesi durumunda sezaryen doğuma gerek olabilir
  3. Perinede yapılan doğum kesisi birkaç gün ağrı ve rahatsızlık yapabilir.
  4. Zor doğum, iri bebek vs. durumlarda ileride organlarda sarkma veya idrar kaçırma problemlerine sebep olabilir.
 

Sezaryenle Doğumun Avantajları:

  1. Doğumun zamanını belirleyebilirsiniz
  2. Doğum sancısı çekmezsiniz
  3. Herşey daha kısa sürede sonuçlanır, stres faktörü azdır
  4. Genital organlar sarkmaya karşı korunmuş olur
  5. Vajen sıkılığını kaybetmez , vajene anatomisi ve fizyolojisi bozulmaz
 

Sezaryenle Doğumun Dezavantajları:

  1. Doğum sancısı çekmezsiniz ancak operasyon yerinde ağrınız olacaktır, sonuçta bu bir ameliyattır
  2. Bir kez sezaryenle doğum yapınca bundan sonraki doğumlarınız da sezaryenle olacaktır
  3. Doğum sayısı en fazla 3 olabilir. Daha fazla gebelik nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın sizin için ciddi riskler içerecektir
  4. Yaklaşık 4-5 gün yatak istirahatine ihtiyacınız olacaktır
  5. Kesi yeriniz bir- iki hafta süreyle hareketle artan ağrıya sebep olacaktır
  6. Normal doğuma göre daha pahalıdır
  7. Eğer genel anestezi ile ameliyat olmuşsanız bebeğinizi hemen görme şansınız yoktur
  8. Nasıl doğuracağınızı son iki aydan önce düşünmeyin. Gebeliğin başında bunu düşünmek sizi gereksiz strese sokacaktır. Ayrıca sizin düşünemeyeceğiniz bazı gelişmeler olabilir, bu da doğum şeklini size kalmadan belirlenmesine neden olabilir.
  9. Doğum stresine girmeyin. Kendinize ve doktorunuza güvenin. Doğumdan ziyade bebeğinizi ve onunla geçireceğiniz günleri düşünün.
 

Suni Sancı (İndüksiyon) Nedir?

Suni sancı, doğum ağrılarının olmadığı bir zamanda, çeşitli nedenlerle bazı ilaçlardan faydalanarak doğum ağrılarını başlatmaktır. Kimi zamanda, başlamış bir doğum olayında ağrıların yetersiz olması ve istenen ilerlemenin sağlanamaması nedeni ile kullanılır, ancak o zaman buna ‘eyleme yardım’ denir.
 
Suni sancı en sık olarak gün aşımı ( beklenen tarihten 10 gün günü geçen ama hala doğmayan bebeklere kullanılan terim ) olan bebeklere uygulanır. Bunun dışında suyu geldiği ve üzerinden 24 saat geçtiği halde doğmayan bebeklere de suni sancı verilir.
Anne karnında gelişemeyen bebekleri doğurtmak için, ayrıca kontrol edilemeyen tansiyonu  veya şeker hastalığı olan gebelikleri sonlandırmak için de suni sancıyı sık kullanırız.
 

Doğum Korkusu

Doğum korkusu anne adaylarının genellikle doğum anını ve doğum sancısını düşünerek yaşadıkları bir korkudur. Bunda yanlış bilgilenmenin, sosyo-ekonomik durumun, karı-koca ilişkisinin kalitesinin de önemli rolü vardır. Doğum korkusunun başlıca sebeplerini şöyle sıralayabiliriz:
  1. Doğum sancısı
  2. Yetersiz ve yanlış bilgilendirme
  3. Doğum esnasında kendine veya bebeğin başına kötü bir şey geleceği endişesi
  4. Yeterince ıkınamayacağını düşünme veya ıkınmaktan korkma
  5. Doğum esnasında yalnızlık ve çaresizlik hissi
  6. Yakın akrabalarından ve sevdiklerinden uzakta olmak, yalnızlık hissi
  7. Kötü karı-koca ilişkisinin getirdiği güvensizlik hissi
  8. Hastaneye yetişememe veya doktoruna ulaşamama endişesi
  9. Gebelik depresyonu
  10. Anesteziden uyanamama korkusu
  11. İyi bir anne olamayacağı endişesi
  12. Doğum Korkusunu Nasıl Yenebiliriz ?
 
Öncelikle gebelik ve doğum konusunda doğru kaynaklardan yeterli ve düzgün bilgi sahibi olmalıyız. Aklınıza takılan ve sizi endişelendiren her konuya eş, dost ve arkadaşlarınızın doğum hikayelerini dinleyerek değil doktorunuzla konuşarak açıklık getirin.
 
Eşinizle ve yakın akrabalarınızla olan sıcak ve samimi ilişkiler sizi daha güçlü ve güvenli kılacaktır. Kaygılarınızı eşinizle ve sevdiklerinizle paylaşın ve onlardan destek alın. Gerekirse eşinizin de rızasını alarak uygun hastanelerde doğum anını beraber paylaşabilirsiniz.
 
Doğum öncesi hazırlık kurslarına katılmak doğum korkunuzu yenmenize yardımcı olacaktır. Burada öğretilen gevşeme ve doğru nefes alma teknikleri ile doğum anında yaşanan ağrı düzeyini azaltabilirsiniz.
 
Doğum zamanı ile ilgili hazırlık yapın. Doğum yapacağınız hastane, doktora nasıl ulaşacağınız, hastaneye hangi yollardan gideceğiniz, yanınızda neler götüreceğiniz, doğum anında sizinle kimlerin olacağı, hastanede kimlerin kalacağı, eve döndükten sonra kimlerin destek olacağı gibi konuları önceden açıklığa kavuşturun.
 
Kaygılarınız yoğunlaştığında psikolojik destek almaktan çekinmeyiniz.
 
Doğum fizyolojik bir olaydır. Her kadın vücudu bebeği büyütmeye ve zamanı geldiğinde doğurmaya programlanmıştır. Doğum sancısı güçlü bir sancıdır, evet, ama dayanılmayacak bir sancı değildir. Yoksa hiçbir kadın bir daha doğum yapmazdı. Doğum sancısı bebeği doğum kanalında ilerletir, yani her sancı ile siz bebeğinize biraz daha yaklaşırsınız. Ayrıca hiç bitmeyen bir sancı değildir, aralıklıdır. Bu dönemlerde anne dinlenip, rahatlayabilir.
 
Günümüzde pek çok anne adayı doğum sancısı korkusu nedeni ile sezaryenle doğum yapmak istemektedir. Bu çok yanlış bir karardır. Artık modern anestezi teknikleri ile ağrısız normal doğum yapılmaktadır.

 

Makale ile ilgili resmi buraya tıklayarak görüntüleyebilirsiniz.

Doktorunuza Sorun

Tüm sağlık sorularınızı ve meraklarınızı 7/24 sorabilir, anında yanıt alabilirsiniz.